03 Nisan 2020 Cuma
GİRİŞ
Çeşitli zamanlarda ve en son olarak dünyanın birçok ülkesini etkisi altına alan yeni tip Koronavirüs (Covid-19 ) sebebiyle ülke genelinde haksız fiyat artışı yapan işletmeler için gerekli işlemlerin başlatılması yönünde 365 oda ve borsaya yazı gönderen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)’in yazısında; fahiş fiyat artışı yapan ve vatandaşların mağduriyetine sebep olan firmalara, “Oda ve Borsa Üyelerine Verilecek Disiplin ve Para Cezaları İle Disiplin Kurulu ve Yüksek Disiplin Kurulu[1] Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde işlem yapılması istenmiştir.
Bu çalışma söz konusu disiplin cezaları ve para cezaları sürecini anlatmaktadır.
Odalar ve Borsalarda disiplin kurulu üyeliğine seçilebilmek için;
Disiplin Kurulu üyeliğine seçilebilmek için meslek komitesi veya meclis üyesi olmak zorunlu değildir.
Disiplin kurulu, meclis tarafından oda veya borsaya kayıtlı olanlar arasından yargı gözetiminde ve gizli oyla dört yıl için seçilen altı üyeden oluşur. Aynı sayıda yedek üye seçilir. Tüzel kişiler disiplin kurulu üyeliğine tüzel kişi olarak seçilir. Meclis üyeliğine seçilenler disiplin kurulu üyeliğine seçilemez.
Disiplin kurulu asil ve yedek üyeliğine seçilenler, seçimlerin kesinleşmesini müteakip on beş gün içinde oda veya borsa genel sekreterliğince yapılacak tebligat üzerine öğrenim durumlarını tevsik eden belgeyi tebellüğ tarihinden itibaren otuz gün içinde oda veya borsa genel sekreterliğine evrak kayıt numarası almak suretiyle ibraz etmek zorundadır. Bu belgenin süresi içinde ibraz edilmemesi halinde üyenin disiplin kurulu asil veya yedek üyeliği kendiliğinden sona erer.
Disiplin kurulu asil ve yedek üyelerince ibraz edilen öğrenim durumunu gösterir belgeler ile bu üyelerin daha önceden disiplin veya para cezası alıp almadığı hususu oda veya borsa genel sekreterlerince incelenir. Seçilme yeterliliği bulunmadığı anlaşılanların disiplin kurulu asil veya yedek üyeliği kendiliğinden sona erer.
Disiplin kurulu üyeliği seçiminde kullanılacak oy pusulalarına, tüzel kişinin unvanı ile tüzel kişinin temsilcisi gerçek kişinin isminin birlikte yazılması zorunludur. Oy pusulasında sadece tüzel kişinin unvanının veya sadece tüzel kişi temsilcisi gerçek kişinin adının belirtilmiş olması halinde bu oylar geçersiz sayılır. Oyların sayımında, tüzel kişilerin farklı gerçek kişi temsilcilerine verilmiş olan oylar, o tüzel kişiliğin toplam oy sayısını oluşturur. Ancak, aday sıralamasına bu tüzel kişinin en fazla oy alan temsilcisinin adı yazılır.
Tüzel kişilerin temsilcisi gerçek kişiler temsil yetkisini kaybettiği takdirde, temsil ettiği tüzel kişinin disiplin kurulu üyeliği son bulur.
1.1. Uyarma Cezası:
Mesleğin icrasında ve davranışlarında daha dikkatli davranması gerektiğinin ilgili üyeye bir yazıyla bildirilmesidir.
Meslek şeref ve haysiyetine uygun düşmeyen tavır ve hareketlerde bulunanlara, üyelik görev ve sorumlulukları ile ilgili yönetim kurulunca yapılan davet ve talebin gereğini mazeretsiz olarak yerine getirmeyenlere, üyesi olduğu odanın, borsanın veya Birliğin itibarını zedeleyici sözler sarf edenlere, müşterisi veya iş sahipleri ile olan ilişkilerinde terbiye ve nezakete aykırı davranışta bulunanlara ve ilgili mevzuatta uyarma cezası ile cezalandırılması öngörülen fiil ve hallerde bulunanlara uyarma cezası verilir.
1.2. Kınama Cezası:
Mesleki tutum ve davranışlarında kusurlu sayıldığının ilgili üyeye bir yazıyla bildirilmesidir.
Üyesi olduğu odanın, borsanın veya Birliğin itibarını zedeleyici asılsız yayında veya eylem ve işlemde bulunanlara, müşterisine veya iş sahiplerine karşı taahhütlerini yerine getirmeyenlere, iş ilişkisinde bulunduğu kimseler hakkında haksız ithamda bulunanlara, satışa arz olunan malların niteliği veya miktarı bakımından gerçeğe aykırı beyanda bulunanlara, nizami olmayan ölçü ve tartı aletlerini bilerek kullananlara, uyarma cezası alan üyenin, iki yıl içinde aynı cezayı gerektirecek yeni bir davranışta bulunanlara, organ seçimlerinin düzen içinde ve sağlıklı biçimde yürütülmesi amacıyla, hakimin ve/veya seçim sandık kurulunun aldığı tedbirlere uymayanlara, mal ve hizmetlere ilişkin azami fiyat tarifelerini bulundurulması gerekli yerlerde bulundurmayanlara veya bu tarifelere uymayanlara ve ilgili mevzuatta kınama cezası ile cezalandırılması öngörülen fiil ve hallerde bulunmayanlara kınama cezası verilir.
1.3. Üyelikten Geçici Çıkarma Cezası:
Üyenin iki aydan az ve oniki aydan fazla süreli olmamak üzere oda veya borsa üyeliğinden çıkarılmasıdır.
Kınama cezası alan üyenin, beş yıl içinde aynı cezayı gerektirecek yeni bir davranışta bulunması veya ilgili mevzuatta üyelikten geçici çıkarma cezası ile cezalandırılması öngörülen fiil ve hallerde bulunulması hallerinde üyelikten geçici çıkarma yapılır.
1.4. Üyelikten Uzun Süreli Çıkarma:
Üyenin kaydının üyesi bulunduğu oda veya borsadan beş yıl süre ile silinmesidir.
Üyelikten geçici çıkarma cezası alan üyenin, üç yıl içinde kınama cezasını gerektirecek yeni bir davranışta bulunması veya ilgili mevzuatta üyelikten uzun süreli çıkarma cezası ile cezalandırılması öngörülen fiil ve hallerde bulunulması halinde üyelikten uzun süreli çıkarılır
Üyeler hakkında disiplin soruşturması, ihbar veya şikayet üzerine ya da fiil ve hallerin doğrudan öğrenilmesi halinde resen yönetim kurulu tarafından açılır.
Yönetim kurulu, ihbar veya şikayetin yapıldığı ya da fiil ve hallerin doğrudan öğrenildiği andan itibaren on gün içinde disiplin soruşturmasının açılıp açılmayacağı hususunda karar vermek zorundadır.
Alınan karar; soruşturma açılmasına yer olmadığına ilişkin ise genel sekreter tarafından ihbar veya şikayette bulunana bildirilir, soruşturma açılmasına ilişkin ise disiplin kuruluna iletilir. İletme işlemi, alınan kararın yönetim kurulu başkanı tarafından, kararın verildiği tarihten itibaren on gün içinde, yazılı olarak disiplin kurulu başkanına sunulması suretiyle yapılır. Bu fıkranın uygulanmasından yönetim kurulu sorumludur.
İhbar veya şikayetler, ihbar veya şikayette bulunan kişinin adı ve soyadı, imzası, ikametgahı veya iş adresini içeren bir dilekçeyle oda veya borsaya yapılır. İhbar veya şikayet edenin kimliği, adresi ve imzası bulunmayan dilekçeler işleme konulmaz.
Disiplin işlem ve kararına konu teşkil edecek fiil ve hallerde bulunmuş olan bir üye hakkında, aynı fiil ve hallerden dolayı ceza mahkemesinde dava açılmış olması, disiplin soruşturması açılmasını, disiplin cezası verilmesini ve uygulanmasını engellemez.
Fiil ve hallerin işlenmemiş veya sanığı tarafından yapılmamış olması nedeniyle beraat hali müstesna, beraatla sonuçlanmış bir ceza davasının konusuna giren fiil ve hallerden dolayı disiplin soruşturması açılması, o fiil ve hallerin ceza kanunları hükümlerinden ayrı olarak başlı başına disiplin soruşturmasını gerektirir mahiyette olmasına bağlıdır.
İhbar veya şikayette bulunanlar, yönetim kurulunun soruşturma açılmasına yer olmadığına ilişkin kararlarına karşı tebellüğ tarihinden itibaren on beş gün içinde Yüksek Disiplin Kuruluna itiraz edebilir.
İtirazlar bir dilekçeyle yapılır. İtiraz edenin kimliği, adresi ve imzası bulunmayan dilekçeler işleme konulmaz.
İtiraz üzerine, Yüksek Disiplin Kurulu tarafından alınan karar, soruşturma açılmasına yer olmadığına ilişkin ise itirazda bulunana, soruşturma açılmasına ilişkin ise yönetim kuruluna bildirilir. Yönetim kurulu, alacağı bir karar ile Yüksek Disiplin Kurulunun soruşturma açılmasına ilişkin kararını bildirim tarihinden itibaren on gün içinde disiplin kuruluna havale eder. Havale işlemi, alınan kararın yönetim kurulu başkanı tarafından yazılı olarak disiplin kurulu başkanına sunulması suretiyle yapılır
Soruşturma açılmasına yer olmadığına ilişkin kararın konusunu oluşturan fiil ve hallerden dolayı, yönetim kurulu tarafından yeniden bir karar verilebilmesi, yeni kanıtların elde edilmesine bağlıdır.
Üyeler hakkında disiplin soruşturması disiplin kurulu tarafından yürütülür. Soruşturmanın her safhasında gizlilik esastır.
Disiplin kurulu, yönetim kurulunun soruşturma açılmasına dair kararının kendilerine iletilmesinden itibaren en çok iki ay içinde suç oluştuğuna kanaat getirerek ceza önermek veya suç oluşmadığına ve dolayısıyla ceza gerekmediğine karar vermek zorundadır. Bu süre, lüzumu halinde disiplin kurulunun önerisi üzerine veya doğrudan yönetim kurulu kararıyla uzatılabilir. Ancak, disiplin soruşturması en geç bir yıl içinde sonuçlandırılır. Bu süre içinde disiplin soruşturmasının sonuçlandırılmaması halinde üye hakkında soruşturma yürütülemez ve disiplin cezası verilemez.
Ceza davasına konu teşkil eden fiil ve hallerden dolayı ayrıca disiplin soruşturması açılması durumunda soruşturma, disiplin kurulunun önerisi üzerine veya doğrudan yönetim kurulu kararıyla ceza mahkemesi kararının kesinleşme tarihinden itibaren bir yıl içinde de yapılabilir.
Disiplin kurulu, üyelerinden birini soruşturmacı olarak tayin eder. Soruşturmacı, görevlendirildiği günden itibaren en geç bir ay içinde soruşturmayı tamamlamak zorundadır. Bu süre, haklı sebeplerin varlığı halinde disiplin kurulu tarafından uzatılabilir.
Soruşturmacı, gerekli olan tüm delilleri toplar. Bu çerçevede, ihbar veya şikayette bulunanların ve olayla ilgili kişilerin ifadesine başvurabilir, hakkında disiplin soruşturması açılan üyeyi dinleyebilir, inceleme konusuyla ilgili olarak resmi makamlardan bilgi ve belge isteyebilir, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda disiplin kurulunun kararı ile bilirkişi incelemesi yaptırabilir.
Soruşturmanın sonucunda bir fezleke düzenlenir. Bu fezlekede; inceleme konuları, soruşturmanın safhaları, deliller ve alınan savunma özetlenir. İncelemeye konu olan her husus ayrı ayrı değerlendirilerek delillere göre suçun sabit olup olmadığı tartışılır ve uygulanacak disiplin cezası teklif edilir. Varsa belgelerin asıl veya suretleri bir dizi pusulasına bağlanarak fezlekeye eklenir.
Soruşturmacı tarafından hazırlanan fezleke disiplin kuruluna sevk edilir. Disiplin kurulu, hazırlanan fezlekeye bağlı kalmaksızın incelemesini evrak üzerinden yapar. İnceleme sonucunda, disiplin kurulu ya suçun oluşmadığına ve dolayısıyla ceza gerekmediğine karar verir ya da suçun oluştuğuna kanaat getirerek meclise ceza teklifinde bulunur.
Disiplin kurulunun ceza verilmesine ilişkin kararı, kararın verildiği tarihten itibaren on gün içinde meclis gündemine alınmak üzere, disiplin kurulu başkanı tarafından yazılı olarak meclis başkanına sunulur.
Disiplin kurulu, gerekli görürse hakkında soruşturma yapılan üyeyi dinleyebilir, noksan saydığı soruşturma işlemlerinin tamamlanmasını aynı soruşturmacıdan veya olayın yeniden soruşturulmasını görevlendireceği başka bir soruşturmacıdan isteyebilir.
Disiplin soruşturmalarında; soruşturmacı, hakkında disiplin soruşturması yürütülen üyeden yazılı savunma istemek ve üyeye bu savunma için gönderilen yazının tebellüğ tarihinden itibaren en az on günlük süre tanımak zorundadır. Bu yazıda, isnat olunan hususun neden ibaret olduğu, verilen süre içerisinde savunmasını yapmadığı takdirde savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağı ve mevcut delillere göre karar verileceği bildirilir.
Makbul sayılan bir özür bildiren veya mücbir sebep dolayısıyla savunmasını yapamayan üyeye, soruşturmacı tarafından yeniden uygun bir süre verilir. Mücbir sebep veya özrün resmi bir belgeye dayandırılması esastır.
Savunma hakkı tanınmayan üyeye disiplin cezası verilemez.
Meclis, uyarma, kınama, üyelikten geçici çıkarma ve üyelikten uzun süreli çıkarma cezalarının verilmesine ilişkin disiplin kurulunun önerisini, bu önerinin meclis başkanına sunulmasından itibaren en geç iki ay içinde onaylar veya reddeder. Disiplin cezası verilmesi ayrıca para cezası verilmesini engellemez.
Disiplin kurulunun disiplin cezası verilmemesine ilişkin kararları ile meclisin disiplin cezası verilmemesine veya verilmesine ilişkin kararları gerekçeli olarak kararın verildiği tarihi izleyen on gün içinde ilgililere genel sekreter tarafından tebliğ edilir.
İlgililer, disiplin kurulunun veya meclisin disiplin cezası verilmemesine ilişkin kararları ile meclis tarafından verilen uyarma cezası dışındaki disiplin cezalarına karşı tebellüğ tarihinden itibaren on beş gün içinde Yüksek Disiplin Kuruluna itiraz edebilir. İtirazlar bir dilekçeyle yapılır. İtiraz edenin kimliği, adresi ve imzası bulunmayan dilekçeler işleme konulmaz.
Disiplin kurulunun disiplin cezası verilmemesine ilişkin kararına karşı yapılan itiraz üzerine, Yüksek Disiplin Kurulu tarafından alınan karar; ceza verilmesine gerek bulunmadığına ilişkin ise itirazda bulunana, ceza verilmesinin gerektiğine ilişkin ise disiplin kuruluna bildirilir. Disiplin kurulu, alacağı bir karar ile Yüksek Disiplin Kurulunun bu kararını bildirim tarihinden itibaren on gün içinde meclise havale eder. Havale işlemi ile havale üzerine meclis tarafından verilecek karar hakkında sırasıyla bu Yönetmeliğin 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasına ve 12 nci maddesinin birinci fıkrasına göre işlem yapılır.
Meclisin disiplin cezası verilmemesine ilişkin kararlarına ve meclis tarafından verilen uyarma cezası dışındaki disiplin cezalarına karşı yapılan itiraz üzerine, Yüksek Disiplin Kurulu, uygun görmediği meclis kararlarını kaldırarak işin esası hakkında karar verebilir veya verilmiş olan kararı düzelterek veya düzeltmeksizin onaylayabilir.
İlgililer, meclis tarafından verilen disiplin cezalarına ve itiraz üzerine Yüksek Disiplin Kurulu tarafından verilen kararlara karşı tebellüğ tarihinden itibaren altmış gün içinde idari yargı yoluna başvurabilir. İdari yargı yoluna başvurulması verilen disiplin cezasının uygulanmasını durdurmaz.
Meclis tarafından verilen uyarma cezası kesin olup derhal uygulanır. Kınama, üyelikten geçici çıkarma ve üyelikten uzun süreli çıkarma cezaları kesinleşmedikçe uygulanmaz.
Uyarma cezası ile kesinlik kazanan kınama, üyelikten geçici çıkarma ve üyelikten uzun süreli çıkarma cezaları üye ceza defterine işlenir.
Disiplin cezasının kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde herhangi bir disiplin cezası almayan üyenin, üye ceza defterine işlenen cezaları yönetim kurulu kararıyla resen silinir.
Hakkında üyelikten geçici veya uzun süreli çıkarma cezası verilen ve bu cezalara ilişkin süreleri tamamlanan üyelerden kayıt zorunluluğu bulunanlar, talep üzerine veya resen oda veya borsaya yeniden kaydedilir.
Disiplin soruşturması ihbar veya şikayetin yapıldığı ya da fiil ve hallerin doğrudan öğrenildiği andan itibaren on gün ve herhalde fiil ve hallerin vuku bulduğu tarihten itibaren bir yıl içinde açılmak zorundadır. Bu sürelerin geçirilmesi halinde üyeler hakkında disiplin soruşturması açılamaz.
Mevzuata uygun olarak kayıt ve tescil muamelelerini yaptırmamak veya tescil ve ilanı gerekli değişiklikleri bildirmemek halinde yıllık aidatlarının iki katı,
Yetkili organlarca alınan kararlara riayet etmemek hallerinde yıllık aidatlarının beş katı,
İmalatta, mal ve hizmet arzında sağlık kurallarına uymamak, ölçü ve tartı aletlerini hileli bir şekilde kullanmak, hileli, karışık veya standartlara aykırı ve kalitesiz mal imal etmek ve satmak hallerinde ise yıllık aidatlarının on katı tutarında idari para cezası verilir
Para cezaları, aynı fiil ve hallerin bir yıl içinde her tekrarı için iki kat olarak uygulanır. Bir yıllık süre, üyeye verilen para cezasının kesinleştiği tarihten itibaren başlar. Para cezası verilmesi ayrıca disiplin cezası verilmesini engellemez.
Para cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiğini öğrenen veya bu fiil ve hallerin işlendiği iddiasıyla karşılaşan yönetim kurulu alacağı bir karar ile bu durumu ihbar veya şikayetin yapıldığı yada fiil ve hallerin doğrudan öğrenildiği andan itibaren on gün içinde disiplin kuruluna havale eder. Havale işlemi, alınan kararın yönetim kurulu başkanı tarafından yazılı olarak disiplin kurulu başkanına sunulması suretiyle yapılır.
Disiplin kurulu, hakkında para cezası uygulanması istenilen üyenin savunmasını aldıktan veya savunma için verilen süre bittikten sonra incelemesini evrak üzerinden yapar. İnceleme sonucunda, disiplin kurulu ya suçun oluşmadığına ve dolayısıyla ceza gerekmediğine karar verir ya da suçun oluştuğuna kanaat getirerek meclise ceza teklifinde bulunur. Disiplin kurulunun para cezası verilmesine ilişkin kararı, kararın verildiği tarihten itibaren on gün içinde meclis gündemine alınmak üzere, disiplin kurulu başkanı tarafından yazılı olarak meclis başkanına sunulur.
Disiplin kurulu, gerekli görürse hakkında para cezası uygulanması istenilen üyeyi dinleyebilir, konuyu incelemek üzere üyelerinden birini görevlendirebilir. Hakkında para cezası istenilen üyenin savunmasının alınması zorunludur. Savunma hakkı tanınmayan üyeye para cezası verilemez.
Para cezaları disiplin kurulunun önerisi üzerine meclis tarafından verilir.
Disiplin kurulunun para cezası verilmemesine ilişkin kararları ile meclis tarafından verilen para cezalarına ilişkin kararlar gerekçeli olarak kararın verildiği tarihi izleyen on gün içinde ilgililere genel sekreter tarafından tebliğ edilir.
Disiplin kurulunun para cezası verilmemesine ilişkin kararına karşı tebellüğ tarihinden itibaren on beş gün içinde meclise itiraz edilebilir. Meclisin para cezası verilmemesine ilişkin kararı kesin olup, bu karara karşı idare mahkemesine itiraz edilemez.
Meclis tarafından verilen para cezalarına karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İdare mahkemesine itiraz, verilen idari para cezasının uygulanmasını durdurmaz.
İdari para cezaları makbuz mukabilinde ilgiliden tahsil edilir ve bu cezalar oda ve borsalar tarafından gelir kaydedilir. Üye tarafından yapılan itirazın, idare mahkemesince haklı bulunması durumunda tahsil edilen idari para cezası yasal faizi ile birlikte ilgiliye iade edilir.
İdari para cezaları, fiil ve hallerin oda veya borsa tarafından öğrenildiği tarihten itibaren altmış gün ve herhalde fiil ve hallerin vuku bulduğu tarihten itibaren iki yıl içinde verilmek zorundadır. Bu sürelerin geçirilmesi halinde üye hakkında para cezası verilemez.
SONUÇ
Görüldüğü üzere, oda ve borsa üyelerinden meslek onuruna veya meslek düzen ve geleneklerine uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, müşterisine karşı mesleki görevini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlara, mevzuatın kendilerine yüklediği görev ve sorumlulukları yerine getirmeyenlere ve yetkili organlarca alınan kararlara riayet etmeyenlere verilecek disiplin ve para cezaları hukuki zemine oturtulmuştur.
[1] Yüksek Disiplin Kurulu hakkındaki bilgilere bu yazı içeriğinde yer verilmemiştir.
Hangi sebeple olursa olsun işçi döner ve çalışırsa da çalışmış olduğu günlerin ücreti yanında ayrıca bir ödeme alması gerekmez. Sadece çalışmış olduğu günün ya da günlerin yıllık izin sürelerine eklenmesi yeterlidir.
İş Kanunu’nda hak edilen yıllık izinlerin, izleyen dönemin sonuna kadar kullandırılması esastır. Kullanılmayan yılık izinler iş akdinin devam ettiği süre boyunca yanmaz. İş akdinin son bulmasıyla birlikte kullanılmayan yıllık izinler para alacağına dönüşür ve iş akdinin son bulduğu tarihten başlamak üzere beş yıllık zaman aşımı süresine kadar yanmaz.
Çalışanlar, iş yerindeki kıdem sürelerinin 6. yılında 20 gün, kıdem sürelerinin 15. yılında ise 26 gün yıllık izne hak kazanacaktır. Buna göre 2019 yılı için 2013 yılında işe başlayanlar 6. kıdem yılını dolduracak ve 20 gün izne hak kazanacaklardır. Yine 2019 yılı için 2004 yılında işe başlayanlar 15. kıdem yılını dolduracak ve 26 gün izne hak kazanacaklardır.
Dr. Süleyman Ruhi AYDEMİR
Ticaret Başmüfettişi/Bağımsız Denetçi
Yıllık izin hakkı bir dinlenme iznidir. Bir yıl boyunca çalışıp izne hak kazanan işçinin bu hakkını kullanması ruh ve sağlık durumu açısından önem taşır. Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez ve tek taraflı olarak feragat edilemez.
Anayasa’nın 50. maddesi doğrultusunda yıllık izin İş Kanunu’nun 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59 ve 60. maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Yıllık izinden para karşılığı vazgeçilemez. Yıllık ücretli izne hak kazanan işçiye yıllık ücretli izin yerine izin süresi ücretini ödeyerek çalışmasını sağlamak yasal bir uygulama değildir.
Yıllık ücretli izin, işçinin dinlenme hakkıdır ve bu hak iş yerinin gereklerine uygun biçimde ve mümkün olduğunca işçinin talebi çerçevesinde kullandırılması gerekir. Yıllık ücretli izinlerin öngörülen süreler içinde işveren tarafından sürekli bir şekilde verilmesi zorunludur. Yıllık ücretli iznin işveren tarafından bölünemeyeceği kural olarak kabul edilmiş olmakla birlikte tarafların anlaşması ile bir bölümünün on günden aşağı olmamak üzere bölünebileceği yasa hükmüdür.
Kanun koyucu, yıllık ücretli izin ile işçinin dinlendirilmesini amaçlamakla birlikte tarafların anlaşması ile iznin bölünebileceğini kabul etmiştir. Karşılıklı olarak tarafların anlaşmaları hâlinde bu konuda işçilere yarım gün yıllık ücretli izin verilmesinin önünde yasal bir engel bulunmamaktadır. Uygulamada genelde bayram arifelerinde veya işçilerin mazeretlerinin ve özel işlerinin olduğu günlerde yarım gün izin kullanılması söz konusudur.
Örneğin: B işyerinde Ayşe Hanım, 14 gün yıllık izin hakkı var iken işveren ile anlaşarak iznini 10 gün + 3,5 gün + 0,5 gün de dinî ya da millî bayram arifesinde kullanmak üzere anlaşabilir.
Yıllık ücretli izinleri iş yerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara istemde bulunmaları ve bu hususu belgelemeleri koşulu ile gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren toplam dört güne kadar ücretsiz izin vermek zorundadır. Bu süre bir yıla ait tüm izin süresi içindir.
Örneğin: 14 gün yıllık izni olan ve bu iznini 10 + 2 + 2 şeklinde kullanan bir çalışan izne ayrıldığı ilk on günlük sürede eğer yol iznini kullanmışsa ikinci izni olan 2 gün için tekrar yol izni talep edemez. Yol izni yıllık izin süresinden sayılmaz. Yol izni alanlar bu süreyi kullanmadan işe dönerlerse işveren bunları anılan sürenin bitiminden önce işe başlatmayabilir.
Yıllık iznini başka yerde geçirmeyeceği hâlde yol izni talebinde bulunan, bu hususu sahte belgelerle belgeleyen, daha fazla yol izni kullanmak için iznini geçireceği yeri, gerçeğe aykırı olarak daha uzak bir yer olarak beyan eden işçi, doğruluk ve bağlılığa aykırı bir davranışta bulunduğundan, iş sözleşmesi işveren tarafından 4852 sayılı Kanun’un mad. 25 / bent 2 (e) fıkrası hükmüne göre haklı nedenle feshedebilir.
İşveren, iş yerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır. İşveren, her işçinin yıllık izin durumunu aynı esaslara göre düzenleyeceği izin defteri veya kartoteks sistemiyle de takip edebilir. İş Kanunu’nun 53’üncü maddesinin birinci fıkrası ile 54’üncü maddesindeki esaslar ve 55’inci maddesindeki durumlar göz önünde tutularak her işçinin yıllık ücretli izne hak kazandığı tarih yıllık ücretli izin kayıt belgesine yazılır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eş değer bir belge ile kanıtlamalıdır. Yıllık izin ücretinden ibraname ile feragat edilebilir. Bunun için ibranamenin sözleşmenin bitiminden sonra düzenlenmiş olması gerekir.
Dr. Süleyman Ruhi AYDEMİR
Ticaret Başmüfettişi/Bağımsız Denetçi
İş Kanunu’nun 59’uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi hâlinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine alt ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. Sözleşmenin feshi hâlinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine alt ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür ve zaman aşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
Yıllık izin hakkı, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren, yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eş değer bir belge ile kanıtlamalıdır.
İş Kanunu’nun 53. maddesinde düzenlenen yıllık izin süreleri düşürülemez. İşverenler ancak iş yeri düzenlemesi ve uygulaması gereği kanuni izin süresinden fazla olarak kullandırılan izin süreleri kanuni izin sürelerine “iş şartlarında esaslı değişikliğin geçerli sebebe dayandığını ispatlamaları” hâlinde çekilebilir.
Çalışma koşullarının değişikliğinden söz edebilmek için öncelikle bu koşulların neler olduğunun ortaya konulması gerekir. İş Kanunu’nun 22. maddesinden de yola çıkılarak Anayasa, yasalar, toplu ya da bireysel iş sözleşmesi, Personel Yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ile iş yeri uygulamasından doğan işçi ve işveren ilişkilerinin bütünü çalışma koşulları olarak değerlendirilmelidir. Çalışma koşullarında değişiklik, işverenin yönetim hakkı ile doğrudan ilgilidir. İşveren, iş yerinin kârlılığı, verimliliği noktasında işin yürütümü için gerekli tedbirleri alır. İş görme borcunun yerine getirilmesi şeklini ve zamanını, hizmetin niteliğini işveren belirler. İşverenin yönetim hakkı, taraflar arasındaki iş sözleşmesi ya da iş yerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinde açıkça düzenlenmeyen boşluklarda uygulama alanı bulur.
Çalışma koşullarında değişiklik konusunda işçinin rızasının yazılı alınması İş Kanunu’nun 22. maddesi gereğidir. Aynı zamanda işverence değişiklik teklifinin de yazılı olarak yapılması şarttır. İşveren, kanuni izin süresinden fazla olarak kullandırılan izin sürelerini, kanuni izin sürelerine işçinin yazılı rızası olmadan çekemez. Bu gerekçe ile işten çıkarılan işçi yönünden iş sözleşmesi haklı nedenle son bulmuş olacak, işe iade davası açabileceği gibi ihbar ve kıdem tazminatına da hak kazanacaktır.
Dr. Süleyman Ruhi AYDEMİ
Ticaret Başmüfettişi/Bağımsız Denetçi
Ulusal, resmî, dinî bayram ve genel tatillerde çalışılmaz ve işçiye ücreti tam olarak ödenir. Belirtilen bu günlerde çalışma yapılması için sözleşmede tarafların karşılıklı anlaşmasıyla kararlaştırılmış olması ya da bu yapılmamışsa işçinin onayının alınması gerekir. İşçiler tatil günlerinde çalışmaya zorlanamaz. Çalışılmadan ücrete hak kazanılan bu günlerde işçi çalıştırılırsa ücreti bir kat fazla olarak ödenir. Yani bu günler için işçiye iki yevmiye ödenir. Tarafların karşılıklı anlaşmasıyla, daha yüksek ücret ödenmesi de kararlaştırılabilir.
Genel tatil çalışması karşılığında izin verileceği hususunda 4857 sayılı İş Kanunu’nda bir hüküm yoktur. Ancak genel tatil, genel tatil günü kullanıldığında bir anlam taşır. Genel tatil günü çalışması karşılığında bir gün ücretli izin verilmesi, ulusal bayram ve genel tatilin verilme amacına ve gerekçesine uygun düşmeyecektir. Doğmuş olan genel tatil günü çalışma ücretinin, ücretli izin verilerek giderilme imkânı bulunmamaktadır. Kanun koyucu, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışan işçileri ödüllendirmek için ek bir ödeme öngörmüştür. Yargı kararları da bu yöndedir.
İzin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz, bu günler izin süresine eklenmelidir.
Ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri:
Görüldüğü üzere ulusal bayram ve genel tatil günleri toplam 15,5 gün ve hafta tatili de haftanın yedi gününden birisidir.
Hafta tatilinde işçinin çalıştırılması hâlinde bu çalışma “fazla çalışma” olarak nitelendirilecektir ve bu çalışma karşılığında işçiye gündeliğinin iki buçuk katı ücret ödenmesi gerekir.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işçinin çalıştırılması hâlinde ise işçiye gündelik ücretinin bir buçuk katı ücret ödenmesi gerekmektedir.
Ulusal bayram ve genel tatil günü hafta tatili gününe denk gelirse ve işçi bu günlerde çalıştırılırsa işçiye iki buçuk kat ücret ödenmesi gerekmektedir.
Hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil çalışmalarının aylık ücrete dâhil olduğu sözleşme hükümleri geçersizdir.
Hafta tatilinde çalıştığının ispat külfeti işçiye, ücretinin ödendiğinin ispat külfeti işverene aittir.
Hükümet tarafından bayramlardan önce ilan edilen idari izinler, işçiler için izin niteliği taşımamaktadır. Bu günlerde çalışan işçilerin herhangi bir bayram tatili ücreti alması mümkün değildir.
Dr. Süleyman Ruhi AYDEMİR
Ticaret Başmüfettişi/Bağımsız Denetçi